Bugun benim Dogum Gunum, Ve her kadin gibi ben de pek hoslanmiyorum :( yasimin, hissettigim yasin ustune cikmasi durumundan dolayisiyla uzun zamandir kutlamalardan da pek hazzetmemekteyim. Eee ne yapicam ben? Oyle siradan bir gun gibi gecip gitmesine izin mi vericem? Hayir!! Ben artik Dogum Gunlerimi kendimle dertlesme, dunle, bugunle hesaplasma gunu olarak kullanmaya karar vermis bulunmaktayim ve yarin bunu uygulayacagim ilk dogum gunum..Kendime fazla sert davranir, uzersem belki de son olur.. Hesaplasmayi basarabilir ve hatta yaziya dokebilirsem sizlerle de paylasirim belki ne dersiniz?
Dolabimda yaptigim derin bahar temizligi esnasinda tam 9 adet korse ve bustiyer buldum. Yasasin mi demeliyim yoksa korkmali mi? Ne dersiniz?
When I was cleaning my closet, I found 9 corsets and bustiers. Should I say yayyy or fear of myself?
Pink striped: Vintage Black corset and leather bustier: No name Black with pink flowers: Forever 21 Navy with red flowers: Victoria's Secret Black&Blue&Pink: Urban Outfitters Cream with black lace: Victoria's Secret
Su hayatta gormekten en cok hoslandigim resimlerden biridir mutlu ciftler. Hele ki bu cift belli bir yasin ustundeyse degmeyin keyfime! Gecen Kis, karda dusmemek icin birbirlerinin elini sıkıca tutan 80 yaslarindaki cifti gorunce arabayi durdurup haykirarak aglamam hep bundan! Mutlu ciftler, bana umit veriyorlar, Neden olmasin? dedirtiyorlar, askin devamliligi icin caba-emek-ozen gostermek gerektigini hatirlatiyorlar. Hastalikta ve saglikta, iyi ve kotu gunde bir omur beraber olanlar da var bak gor iste diye bagiriyorlar. Herseyi hizla tuketip bitirdigimiz bu ahir zamanlarda bitmemis, tukenmemis beraberlikleri, asklari gozume gozume sokuyorlar. Ahhh ahh! Mutlu ciftler bana yasam enerjisi veriyorlar, ask atesimi yakiyorlar, yasasin hayat siz de cok yasayin, hic ayrilmayin dedirtiyorlar. Iste bu harika cift de onlardan biri, Sausalito'da karsilastim onlarla, yanlarina yaklastim gozlerindeki "ASK" piriltisinin saskinligiyla "Harikasiniz! Cok mutlu gorunuyorsunuz!" diye birseyler geveledim birbirlerine bakip gulumsediler, tesekkur ettiler, onlari cok mutlu ettigimi soylediler. Fotograflarini cektim, ayrildik. Hani Secret kitabinda vardi ya sahip olmak istediginiz, hayal ettiginiz seyleri zihninizde canlandirin ya da bir panoya resmini asin diye iste benim hayal panomda da bu cift var artik..
I met this lovely couple in Sausalito. They were so happily in love I couldn't resist taking their picture.
Her sene bir siyah-beyaz trendi! Ne trendse artik gecmek bilmedi. Siyahin, beyazin, pastel renklerin zamani, trendi mi olur Allahaskina?? Turuncu moda diye, 2004 senesiydi yanlis hatirlamiyorsam, her yer portakal bahcesi gibiydi Istanbul'da; keza bir ara mor renge saldirdi Turk kadinlari, sokaktaki 5 kadindan 4'u morlara burunmustu. Renk trendleri, tekstille ilgili uretim yapanlari ilgilendirmeli bence biz tuketicileri degil! Bizler, daha cok bize yakisanin ya da nasil ozgun olabilirizin pesinde olmaliyiz ki sokaklarimiz senlensin, tek renk olmaktan kurtulsun. Ben simdi bu sene pudra tonlari, ten rengi vs. yukseliste diye bu renklere saldirirsam ne olur?, intihar olur; zira bana hic mi hic yakismayan renkler. Yani demem o ki dusmeyelim bu renk tuzaklarina bakalim aynaya bulalim yakisan renkleri, vucut seklimize uygun modelleri, kendimiz yaratalim kendi trendlerimizi ;) Bu arada "zebra desenli deri trençkotum" *En iyi 3 Ebay vurgunumdan biridir soylemeden gecemeyecegim! Inanilmaz uygun bir fiyata benim oldu gecen sene ve o zamandan beri dolabimin en sevdigim parcalarindan biri, kendimi 30 yil sonra bile ( bknz: Carine Roitfeld 55 yasinda giymis ) icinde hayal edebiliyorum ve boyle alislara bayiliyorum!
Trenchcoat: Vintage Wilsons Leather Dress: Jonathan Saunders for Target Boots: Tommy Hilfiger Watch: Betsey Johnson
Dun izledigim Oscar odul toreninden sonra yerinden ziplayan sinirim maalesef hala yerine donmedi. The Hurt Locker gibi bir filme odul uzerine odul yagdiran bu sahte, riyakar zihniyete itiraz degil isyan ediyorum isyan!! Aynen Slumdog Millionaire'de oldugu gibi hic begenmedigim bir filme verilen bunca odulun sonrasinda yillardan beri yudum yudum saygimi kaybettigim Akademi odullerinden hepten sogudum. Ozellikle The Hurt Locker ekibinin, son odullerini alirken yaptiklari o konusma beni kendimden gecirdi! Ahh bizim kahraman askerlerimiz, orada hayatlarini bu ulke icin tehlikeye atan guzide insanlar seklindeki vicik vicik populizm kokan konusmalarindan sonra hepsinden oyle bir tiksindim ki, sanirim Oscar olayi benim icin tamamen kapanmistir. Ayni tiksinmeyi Piyanist filmiyle aldigi Oscar'in hemen ardindan Irak'ta asker olan arkadasina selam cakan Adrien Brody'e karsi hissetmis ve filmdeki oyunculugunu cok begenmeme ragmen adamdan inanilmaz sogumustum. Halen de devam eder bu halim, gormeye dayanamam kendisini! Bu ne ikiyuzluluktur ben anlam veremiyorum gercekten!! Boyle bir filmi cekmissiniz, cikip desenize savas cok kotu, insanlar olmesin, baris olsun gibi seyler. Sizin kaybettikleriniz can da, Allah'in verdigi ganimetler yuzunden basina gelmedik is kalmayan Irak halkinin cani patlican mi? Ya da hicbir sey soylemeyin ben ona da raziyim! Rezilce isgalinizi savunmayin yeter!!!
Ayrica nerede District 9'un, nerde benim deli dahim Tarantino'mun odulu? The Hurt Locker gibi bir filmi herkes ceker ama Inglourious Basterds, District 9 ya da Avatar gibi fimler oyle kolay kolay cikmaz ve odullendirilmesi gereken de budur. Yemisim ben boyle Oscar'i! Yok gercekten ciddiyim, Oscar defteri benim icin bir daha acilmamak uzere kapanmistir.
Heeey gidi gunler heey, bu elbiseyi Taksim Atlas Pasaji'ndaki bir butikten almamin uzerinden tam 6 yil gecmis. Elbiseyi ne zaman aldigimi nasil bu kadar net hatirladigimi merak ettiniz mi? Aciklayayim efendim, ben bir fil hafizasina sahibim, hicbir seyi unutmuyorum, daha dogrusu unutamiyorum. Iyiligi, kotulugu, nankorlugu, hatalari, yuzleri, isimleri, kokulari, arka fonda calan muzikleri kisacasi hayatima giren hicbir seyi. Dolayisiyla bol bas agrili, bol uzaklara dalip dalip gitmeli bir hayatim var benim. Neyse gelelim elbiseme, bugun yaptigim hesaplamalara gore ben bu elbiseyi 2004 yilinda almisim peki bunu nasil hatirladim? Aciklayayim, ben bu elbiseyi aldiktan kisa bir sure sonra Avrupa Yakasi dizisi yayin hayatina baslamis ve benim tarz olarak cok begendigim Hale Caneroglu nam-i diger Yaprak ilk bolumde (yanilmiyorsam) bu elbiseyi giymisti. Dizinin ilk bolumu de 11-subat-2004'te yayinlanmis olduguna gore; bu elbise, en az 6 yil 21 gundur, asildigi dolaplar, sehirler degisse de benimle beraber. Hatta favorilerimden biri, retro havasinin hastasiyim! Neyse yine cok uzattim Sausalito'dan size bir sonraki postumda bahsedeyim en iyisi.
I got this dress 6 years ago from a local boutique in Istanbul. It survived many different closets and cities, and it's still with me. Actually it is one of my favorite dresses because of the retro vibe. Dress: H&M Velvet coat: Vintage Boots: Marc Fisher Sunglasses: Christian Dior
Ilham perilerim kacti bu aralar yine benden hem de yerlerini sag omzumdan tembellik, sol omzumdan karamsarlik fisildayan 2 kucuk seytana birakarak!! I feel very uninspired these days and just wanted to share what I am wearing when I feel uninspired.
Allahim off! Cuma gunu okuldaki bir *munazaraya katiliyorum eyvahlar olsun ben cok korkuyorum. 3 gundur takim arkadasim Kristine'le bulusup bulusup tum departmanin dedikodusunu yapmaktan ne acilis konusmasi, ne power point hazirlayabildik ama kararliyiz yarin ciddiyetimizi takinip oturucaz basina. Hocamiz da sagolsun karsimiza dunyanin en cok konusan, her konuda mutlak surette birkac cumlesi olan Belcikali bir arkadasimizi koydu. Biz de kallesce baska bir plan yaptik. Kristine'in Fransiz sevgilisi, Belcikali arkadasi bu aksam icmeye davet edip agzindan laf almaya calisacak, yani bize casusluk yapacak. Eger yapabilirse ne ala! Hos o cocuk iskenceyle bile tek kelime etmez gibi geliyor ya bana :( Neyse sans dileyin bana olur mu? *İlmî, kaideye uygun olarak yapılan münakaşa
I am really nervous about the debate which will be held on Friday. Please wish me the best of luck!
Twitter'dan takip edenler bilicektir bu Cumartesi, benim "Bakarsan bag bakmazsan dag olan." cildimin pesinden kar-kis-kiyamet dinlemeden yine New York yollarindaydik. Yola biraz gec ciktik cunku sevgilim burdaki bir Lise'de duzenlenen Bilim Yarismasinin gonullu jurilerinden biriydi ve ben evde sinirli sinirli onu beklerken neyse ki o da bos durmayip sorulariyla cocuklarin canina okumustu!!! Neyse T geldi yola ciktik ve saat 4'de bir vardik ki eriyen karlarin sulari/erimeyen kar yiginlari NY'u teslim almis. Ben favori siyah suet cizmelerimi giydigime soylene soylene camur-kar-tuz-su karisimiyla dopdolu yollara bata cika tam Zina'ya varmis tuzdan beyazlasmis cizmelerimi cikartip, bembeyaz bornozumu giyip mercegin altina huzurla uzanmistim ki bu sefer basladi Zina soylenmeye *Sicak suyla dus alma! Saunaya girme! Tebrikler artik karma degil kuru yamalarla dolu hassas bir cildin var! gibi moral bozucu sozleriyle beni davul gibi gerdi ve hatta en sonunda bakti olmayacak "Ne yapiyorsan onlari artik YAPMA!" dedi!! Moralim bozulmus, kalbim kirik ben ne yaptim, ciktim oradan Bereket Turk Lokantasi'na gidip kendimi bol sarimsak-limonlu iskembe corbasi ve donere bogdum. Pisman miyim? Hayir! Su an olsun yine yerim. I was in New York this Saturday for my monthly skin care and it was a total mess due to the recent snow storm. What a bad day to wear my favorite suede boots! Malicious salt attack, they look pretty white now.
