











Bugun favori yonetmenlerimden
David Lynch'in
"Straight Story
" filmini 2.kez izledigimde bir kez daha anladim ki iyi film demek; filmin bitiminde ahh burayi soyle cekseydi, tuhh keske burayi boyle cekmeseydi demedigin filmdir. Filmin herhangi bir parcasi fazla ya da eksik gelmiyorsa sana o film iyidir. Filmin hikayesi oldukca basit ama cok derin olanlardan soyle ki zeka geriligi olan kiziyla yasayan 73 yasindaki Alvin Straight 10 yildir kus oldugu erkek kardesini gormek icin 500 km'nin uzerinde bir yolu araba kullanmayi bilmedigi icin cim bicme makinasiyla katediyor. Ve 2 dakikanin uzerinde ayakta duramayan bu yasli ve inatci adam ruzgara, yagmura, uzun yol icin uretilmemis!! cim bicme aracinin mekanik aksakliklarina, parasizligina ragmen bunu basariyor. Filmde aksilikler ya da dinlenme amacli durdugu yerlerde tanistigi insanlara da farkettirmeden minik hayat dersleri veriyor ki bazilarina bayildim paylasmadan gecemeyecegim. Yolda karsilastigi bisikletli genc bir grupla gecirdigi gecede genclerden biri soruyor Alvin'e-Yaslanmanin en kotu tarafi ne? diye -Gencligini hatirlamak! cevabini veriyor Alvin. Bayildigim bir diger sahne de evden kacmis ve ailesinin kendisinden nefret ettigini dusunen kiza verdigi ornek, kucukken cocuklarina 1'er tane cubuk verdigini ve onlardan kirmasini istedigini anlatiyor Alvin, cocuklar cubuklari tek tek kirinca da bu sefer hepsinin ellerine birbirine baglanmis bir tutam cubuk verdigini ve onlardan yine kirmalarini istedigini, cocuklar kiramayinca da iste bu birbirine bagli cubuklar aileyi temsil ediyor biz birbirimize boyle kenetlenir bagli olursak kimse bizi kiramaz, dagitamaz dedigini anlatiyor kiza..
Insan dusunuyor degil mi? Ayni karni paylasmis 2 adi uzerinde karindas birbirine nasil kusebilir diye ama bazen insanoglu oyle hoyrat, oyle savruk olabiliyor ki en yakinina yani kardesine bile, oyle alisiyor ki vermeden almaya!!! ne cok kirilip, uzuldugunu, ne fena caninin yandigini en iyi ifade eden ve hatta belki de sana kalan tek secenek kusmek, susmak, kabuguna cekilmek ve sevginden onu mahrum etmek oluyor!
Filmi siddetle tavsiye ederim bazen belgesel izlediginiz fikrine kapilabilirsiniz zira oyunculuk, senaryo, goruntuler her sey cok ama cok gercekci. Bu arada yukaridaki fotograflari Photobucket'a yuklerken Louis Armstrong'tan What a Wonderful World'u dinledim tekrar tekrar. Hayat, dunyamiz hersey cok guzel gorundu gozume.. O guzel aksam ustunu hatirladim Central Park'taki! Mutlu olmak cok mu kolay ne?
Dress / Elbise: Urban Outfitters
Blouse&Snake skin purse / Bluz&Yilan derisi canta: Vintage
Sandals / Sandalet: Via Spiga